30 Haziran 2014 Pazartesi

Toplumsal Olaylarda Acil Durumlara Hazırlanıyoruz..!


YANLIŞ MÜDAHALE ÖLDÜRÜR!...
İLK YARDIM ŞART!!..

Ülkemizde eylemlerde ihmaller ve önlem yetersizliğinden kaynaklanan sebepler doğrultusunda her gün yeni bir yaralanmaya ya da trajediye maruz kalabiliyoruz.
Bu hassasiyet çerçevesinde, vatandaşlarımızın öncelikle kendine ve çevresinde ilk yardıma ihtiyaç duyan bireylere “ilk yardım müdahalesinde bilinçlenmeyi”  amaçlayan bir seri bilgilendirmeler Ücretsiz! düzenlenecektir. Bu bilincin toplum menfaatine yayılabilmesi için bu eğitimi almış ve toplumsal afet alanlarında aktif olabilecek kişilere ihtiyaç vardır.






    Toplumsal olay bölgelerinde aktif çalışacak arkadaşlarımız için yapılacak olan "İlk Yardım Bilgilendirmesi" yaz döneminde gerçekleşecektir. İlgilenenlerin gezi-revir@hotmail.com başvurmaları (başvuru talebine göre eğitim tarihleri belirlenecektir), ayrıca oluşturulacak yardım grupları açısından gereklidir."


18 Mayıs 2014 Pazar

Soma Maden Faciası

13 Mayıs 2014'te Türkiye'nin Manisa ilinin Soma ilçesindeki kömür madeninde çıkan yangın nedeniyle çok sayıda madencinin ölümüyle sonuçlanan facia 301(resmi olarak açıklanan)işçinin yaşamını yitirmesine sebep olan olay,Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en çok can kaybı ile sonuçlanan iş ve madencilik kazası olarak kayıtlara geçti.Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. tarafından işletilen maden ocağında, patlamaya elektrikli ekipmanların sebep olduğundan şüphelenildi.Yangın, vardiya değişimi sırasında meydana geldi ve 787 işçi patlama sırasında yer altında kaldı. Enerji Bakanı Taner Yıldız, 17 Mayıs 2014 tarihinde yaptığı açıklamada, toplamda 301 kişinin hayatını kaybettiğini ve içeride kimse kalmaması sebebiyle çıkarma çalışmalarının son bulduğunu açıkladı.

14 Mayıs'dan itibaren bölgede olan ekiplerimiz 16 Mayıs akşamına kadar arama kurtarma faaliyetlerinde aralıksız şekilde bulunmuşlardır.16 Mayıs itibariyle canlı kazazede ihtimali kalmamasıyla başlatılan kurtarma çalışmasına son verilmiştir,bu dönemde halkın protesto eylemlerinde de alanda olan toplumsal olaylara bakan ekiplerimizde 8 yaralı vatandaşımıza yardım eli uzatmıştır


Türkiye'de madenciler, 2013 yılı sonunda ülkedeki tehlikeli çalışma koşullarını protesto etti ve Türkiye Büyük Millet Meclisi, ilgili madenin güvenliğinin araştırılması teklifini facianın gerçekleşmesinden yalnızca yirmi gün önce reddetti. Facianın gerçekleşmesinden sonra Türkiye'de üç günlük ulusal yas ilan edildi. Ülke halkı faciadan dolayı çeşitli tepkiler gösterdi ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Soma'da protestolara maruz kaldı. Birçok ülke, kurum ve kuruluş, facia nedeniyle Türkiye'ye başsağlığı diledi. Bazı ülkeler, Türkiye ile birlikte kendi ülkesinde ulusal yas ilan etti.

1 Mayıs 2014 Perşembe

Gaz Bombasına Maruz Kaldığınızda Bunları SAKIN YAPMAYIN

Son dönemlerde çıkan eylemlere karşı polisin favori silahı gaz bombaları. Pek çok vatandaş bu gaza maruz kalıp mağdur olmakta ve bunun yüzünden ciddi sıkıntılar çekmekte. Bu sıkıntıları minimuma indirmek için sağlık personellerinden bir dizi uyarılar geldi. Bunları sizin için derledik. Eylemlere katılanların bunları her daim hatırlaması için okuyalım ve okutalım.


- Öncelikle bu tarz eylemlere giderken sakın ola lens takmayın. Gaz lenslere ve gözlerinize fazlasıyla zarar verir ve lens bu zararı arttırır.

- Pek çok insanın bildiğinin aksine gaza maruz kalanların gözüne limon veya sirke sürülmemeli.
- Asla ve asla Ventolin kullanılmamalı

- Yoğun gaza maruz kalanlar veya nefes almakta güçlük çekenler yatırılmamalı. Oturur pozisyona getirilmeli.

- Yağlı kremler ve losyonlar kullanılmamalı. Bunlar gazın etken maddesinin ciltte kalma süresini arttırır.

- Teninizi örtecek şeyler giyin. Gazın etken maddesi teninize temas etmezse etkisi azalır.

- Gaz maskeleri ile yüzü örtmek en etkilisi olsa da gözleri korumak için yüzücü maskesi kullanılabilir.

- Gözlerinizi sakın ovalamayın. Yavaşça nefes alıp sakin kalın. Mümkünse yüksek bir yere çıkın.

- Eylemlerden sonra üzerinizdekileri çıkartın ve alabileceğiniz kadar soğuk duş alın. 

Ayrıca etrafta durumu ağır olanlara müdahale edilirken sağlık görevlilerine destek verebilmeniz için bu malzemelerden yanınızda barındırın:

 temel ihtiyaç malzemeleri:
- su (en az 2 litre, ağızları iyi kapanan plastik şişelerde)
- latex ve latex olmayan eldivenler
- gazlı bez (2-3 paket)
- anti asit ve su karışımı (1:1 oranında karıştırılmış)
- bandajlar (küçük, orta, büyük boy)
- antiseptik solüsyon (iodine, tentürdiyot)
- flaster
- kalem, kağıt, kol saati
- güneş kremi (alkol veya su bazlı)
- sıvı vazelin ve alkol (nasıl kullanacağınızı tekrar gözden geçirin.)
- bol enerjili kuruyemiş, bisküvi, çikolata gibi yiyecekler,
- elma sirkesine batırılmış bandana/maske (sık sık değiştirmeniz gerekebilir, o yüzden bir kaç tane)
- çatal iğne
• ikincil ihtiyaçlar (burada yazanları herkesin yanında taşıması biraz zor. o yüzden ihtiyaç
duyduklarınızı seçiniz. ya da gruptan birisi gerekli olanları yanında taşısın.)
- astım inhaleri
- epinefrin
- topikal antibiyotikli krem
- plastik poşette temiz tişört
- fazladan plastik poşetler
- kibrit
- yüzücü gözlüğü


Mümkün olduğunca birbirinize destek olun ve DİRENİN!

-Tugay Durmaz

6 Nisan 2014 Pazar

PAMİR BEBEĞİ ARAMA-KURTARMA ÇALIŞMALARI

04.04.2014 tarihinde Pamir bebek için arama çalışmalarına katılan (MAG-AME-TRAK-GADDED) ekipleriyle saat 01.00-04.45 saatleri arasında (LİDAM1-Turuncu üçgen) işaretli ormanlık alanında arama gerçekleştirilmiştir.Ertesi günü komşu villada Pamir bebeği vefat etmiş şekilde bulunmuştur


Bu arama çalışmalarında desteğini esirgemeyen bütün dostlarımıza teşekkür ederken,rahmetli Pamirin ailesine ve yakınlarına baş sağlığı diliyoruz


19 Mart 2014 Çarşamba

#TheRightToVoteCannotBeDisabled!

#TheRightToVoteCannotBeDisabled!

Will "all of Turkey go to the ballot box on 30th March 2014" really?

We're taking responsibility for all our disabled, elderly and ill fellow citizens who are housebound to ensure they get to vote.


As MAG-AME we have started our "The Right To Vote Cannot Be Disabled" campaign in order to help all citizens who are unable to vote through our Turkey-wide network to be able to safely exercise their basic rights as a citizen and have their say in local politics.

12.29% of people are estimated to be confined to their beds due to disability, old age or illness, and out of respect for their intrinsic rights we are providing this service entirely free. Those citizens wishing to benefit from it should contact us via telephone or email.


Please let everyone know about our project to help those around you to vote.

#TheRightToVoteCannotBeDisabled!

18 Mart 2014 Salı

#OyHaktırEngelTanımaz!


30 Mart 2014 tarihinde yapılacak seçim için tüm Türkiye sandığa gidiyor” mu acaba?




Şehrin fiziki yetersizliği yüzünden hayatını evinde geçirmek zorunda olan engellilerimizin, yaşlılarımızın ve hastalarımızın şehrine sahip çıkması için oylarına biz sahip çıkıyoruz.


MAG-AME olarak başlattığımız Oy Haktır Engel Tanımaz projesi ile tüm Türkiye’de oluşturduğumuz ortaklık ağı sayesinde sandığa gidemeyen bütün vatandaşların sandığa ulaşımını en sağlıklı ve güvenilir şekilde sağlayarak temel vatandaşlık hakları olan oy kullanma haklarını kullanmalarına ve şehirleri üstündeki söz haklarını söylemelerine yardımcı oluyoruz.

Nüfusun %12.29’unu oluşturan engellilerin,yatağa mahkum hastaların, yaşlı ve hasta insanların özlük haklarına duyduğumuz saygının getirdiği bilinç ile tamamen ücretsiz olarak vereceğimiz bu hizmetten yararlanmak isteyen bütün vatandaşlarımız telefon ve mail üzerinden kayıt yaptırabilir.

Projemizi çevrenizde duyurarak bir kişinin oyuna sahip çıkmasına siz de yardım edebilirsiniz.

İLETİŞİM: 
 Mail
 Tel:0212-436 82 27
 Twitter:@gezi_revir

#OyHaktırEngelTanımaz!


15 Mart 2014 Cumartesi

BİBER GAZI YASAKLANSIN PLATFORMU DUYURUSU



Kolluğun İşkence Araçları Yasaklanmalıdır


Ülkemizde ateşli silah olarak da kullanılarak ve gaz etkisiyle insanlarımızın ölümüne ve yaşamsal yaralanmalarına yol açan ve maruz kalan herkes için uzun vadede ciddi sağlık riski taşıyan; biber gazı, diğer kimyasallar ve tüm zor kullanım araçları acilen yasaklanmalı, bir işkence yöntemi olarak kabul edilmelidir.


Bu kimyasal zehirlerin ve zor kullanım araçları kullanım meşruiyetini dünyadaki "güvenlikçi devlet" anlayışından almaktadır. İnsanı odağına almayan devlet algısı bu tür kimyasalların kullanımında kendini meşru görmektedir.
Çok iyi bilindiği gibi yasaklanmasını talep ettiğimiz bu araçların temelini defalarca kitlesel katliamlara yol açan "kimyasal silahlar" oluşturmaktadır. 1930'lar ve 1990'larda ülkemizdeki kullanımının yanı sıra, başta 1988 Halepçe olmak üzere dünyanın birçok bölgesinde bu silahların yol açtığı toplu insan ölümleri bilinmektedir.
Kendini ifade edebilme, taleplerini iletme ve yaşamını belirleyen politikaları değiştirme hakkı, rejimlerin adları değişse de tarih boyunca alanlardaki eylemlerde yansımasını buldu. Ülkemizin sokaklara taşan güçlü muhalefet ve protesto geleneği, darbe, olağanüstü hal, büyük kitlesel kıyımların etkisiyle kısa dönemler için zayıflasa da her zaman için demokratik bir gelenek olarak kendini yeniden var etmeyi bildi.
Ülkemiz yakın tarihinde "Gezi Direnişini" yaşadı. Milyonların haklı tepki ve talepleri sokağa taştı. Sokağın ve yurttaşların demokratik tepkilerinin algılanmadığı ve polis şiddeti ile bastırılmaya çalışıldığı bu durumda ölümler, yaralanmalar ve toplumsal travma belleklere kazındı. Başta "biber gazı olarak bilinen" materyaller olmak üzere polisin "zor kullanım araçlarının" öldürücü karakteri açık olarak ortaya çıktı. Ülke dumana boğuldu, sendikalar, dernekler, meslek odaları, işyerleri, evler, okullar hatta hastaneler de gaza maruz kalındı. Neredeyse gazı solumayan insan kalmadı. "Biber gazı" stokları tükendi, bu kimyasallar ülkemizin önemli ithalat kalemlerinden biri halini geldi. Tüm bunlar halkın kendi ifade etme çabasının engellenmesi için yapıldı.






Bilinmelidir ki, kendimizi ifade etmek için sokaklara çıkmamız en temel insan hakkıdır. Bu nedenle şiddete maruz kalınması burjuva hukuk düzenine dahi aykırıdır. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 11. maddesine göre "Herkes asayişi bozmayan toplantılar yapmak, dernek kurmak, ayrıca çıkarlarını korumak için başkalarıyla birlikte sendikalar kurmak ve sendikalara katılmak haklarına sahiptir." Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi birçok kararında yasaya aykırı olsa bile barışçıl nitelikteki gösterilere müdahale edilmesini bu maddenin ihlali olarak değerlendirmiştir. Somut olarak Taksim'in 1 Mayıs gösterilerine kapatılması AİHM'in38676/08 no'lu DİSK/KESK – Türkiye kararıyla sözleşmeye aykırı bulunmuştur. BM Medeni ve Siyasal Haklar Sözleşmesi'nin 21. maddesine göre "Barışçıl bir biçimde toplanma hakkı hukuk tarafından tanınır.". BM Evrensel İnsan Hakları Beyannamesi'nin 20. maddesinde "Herkesin silahsız ve saldırısız toplanma, dernek kurma ve derneğe katılma özgürlüğü" tanınmıştır. Anayasanın 34. maddesinde "Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir." hükmü yer almaktadır.
Dünyada ve ülkemizde yapılan tüm araştırmalar göz yaşartıcı gazların doğrudan kendilerinin ya da içeriklerinde bulunan çözücülerin potansiyel toksik etkileri olduğunu göstermektedir. Bu maddelerin kullanım amaçlarının da temelini oluşturan ani ve aşırı iritan etkileri, sağlık üzerinde uzun vadede olumsuz etkileri olabileceği konusunda endişelere yol açmaktadır. Bu endişeler, kanser olasılığını da içermektedir. Bu durum göstericilerin yanı sıra başta gazeteciler olmak üzere mesleki olarak sürekli ve yoğun olarak temas edenler için de geçerlidir.

Zor kullanım araçlarının sebep olduğu ölüm ve yaralanmalar, fiziksel bütünlüğe verdiği zararın yanı sıra mağdurların, yakınlarının ve tanıklarının ruhsal bütünlüğüne ve toplumsal bütünlüğe de saldırı niteliği taşıyan travmalardır. İnsan eliyle, kasıtlı ve sistematik bir şekilde uygulanan şiddetin yarattığı psikolojik zarar, kazalar, doğal afet gibi travmatik olayların yol açtığı psikolojik zararlardan çok daha büyüktür.
Toplumsal yaşama, birey olarak insana, maruz bıraktığı hayvan ve bitkilere ölümcül zararları olan bu maddelerin kullanımı tüm yasa ve anayasalardan üstün olan "yaşamı tüm bileşenleri ile koruma" ilkesine aykırıdır. Bunun yanı sıra Anayasa'nın 56. maddesi uyarınca; Devlet, herkesin hayatını, beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlamakla yükümlüdür. Maddesi ve yine 20312 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Bakanlar Kurulu kararı ile kabul edilen Avrupa Sosyal Şartının II. Bölümünün 11. maddesine göre de taraf devletler; "sağlığın korunması hakkının etkin biçimde kullanılmasını sağlamak üzere gerekli önlemleri almayı ve sağlığın bozulmasına yol açan nedenleri olabildiğince ortadan kaldırmayı" taahhüt etmiş bulunmaktadır. 1966 yılında 90 ülke biber gazının yasaklanması için Birleşmiş Milletler'de imza vermiştir. 1997'de Türkiye'nin imza koyduğu 'Kimyasal Silahlar Konvansiyonu'na göre; Bu tür ajanların, kapalı yerlerde kullanılması halinde veya yakın mesafeden kullanılması halinde veya bir topluluğa çok yoğun olarak kullanılması halinde bu ajanların kimyasal silah olacağı söylenmektedir. Tüm bu gerçekliklere rağmen çok yakın tarih itibariyle Biber gazının doğrudan ya da dolaylı olarak ölümlerine yol açtığı onlarca insanımız bulunuyor.*
İsimlerini andığımız, "kimyasalları da içeren zor kullanım araçlarının kullanımı sonucunda" yitirdiğimiz ve çok daha fazla olduğu konusunda ciddi kaygılar taşıdığımız insanlarımızın anısı ve bu isimlere yenlerinin eklenmemesi umudu, bu konuda kapsamlı ve sonuç alıcı bir kampanyanın yapılmasında en önemli motivasyonumuzu oluşturmaktadır.


Bu ölümcül silahların içerikleri, ayrılan devlet bütçesi ve tüketim miktarı halka açıklanmalıdır. Etkilerinin kamuoyunca tam olarak bilinmesi, bu konuda akademide, tıp, hukuk ve medya alanı başta olmak üzere önemli çalışmalara katkı konabilmesi, toplumsal duyarlılık yaratılması, iktidarın kullandığı şiddet içeren, ayrımcı, ötekileştirici, ırkçı, patriarkal dile karşı yeni bir dil oluşturulması ve bu "zor kullanım araçlarının "kullanımının yasaklanması için, etkin ve sürekli bir kampanyaya ihtiyaç olduğunu düşünüyoruz.
Mağdurların, akademisyenlerin, bilim insanlarının, emek ve meslek örgütlerinin, insan hakları kurumlarının, sokakta muhalefet örgütleyen demokrasi güçlerinin bu çalışmada yer alması, birleşik bir mücadele olarak, uluslararası boyutunu da içerecek şekilde sonuç alıcı bir hat izlenmesi çok değerlidir. Bu çalışma tüm kurum ve kişilerin katkısına açıktır. Ulusal ve uluslararası imza, dava, miting, konferans vb. eylem ve etkinliklerle sonuç alıcı bir güce dönüşmesi amaçlanmaktadır
Ülkemizde de insan ve çevre sağlığına açıkça zararlı olan kimyasallar, gaz bombaları, kimyasallı sular, elektro şok aletleri, plastik mermiler gibi araçların kullanılmamasını ve yasaklanmasını; toplumsal olaylarda görevli kolluk gücüne gerçek mermi taşıyan silahlar verilmemesini ve bugüne değin işlenen suçların failleri ve azmettiricilerinin yargılanmasını sağlamak üzere ülkemizdeki tüm demokratik kurum ve kişileri kapsamlı bir kampanyaya katkı vermeye davet ediyoruz.

“BİBER GAZI YASAKLANSIN İNSİYATİFİ”

TMMOB Kimya Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi, İstanbul Tabip Odası, İstanbul Eczacı Odası, İnsan Hakları Derneği, Türkiye İnsan Hakları Vakfı, Toplumsal Dayanışma için Psikologlar Derneği, Çağdaş Hukukçular Derneği

KAYIPLARIMIZ:
* İbrahim Sevindik 2007-İstanbul, Mehmet Uytun- 2009-Cizre, Mustafa Dağ- 2009-Amara/Urfa, Metin Lokumcu 2011-Hopa, Hatice İdin -2009-Şırnak, Kazım Şeker, Çayan Birben 2011-Yalova, Hacı Zengin 2012-İstanbul, İrfan Tuna 2013-Ankara, Selim Önder -2013İstanbul, Zeynep Eryaşar -2013-İstanbul, Serdar Kadakal -2013-İstanbul, Abdullah Cömert ve Ahmet Atakan-2013 Antakya…